Konuya dönecek olursak; Şimdi geriye dönüp baktığımda, o zamanki halimi çok daha iyi anlıyorum. Her zamanki gibi. Bu yeni bir şey değil :) Fakat asıl şaşırtıcı olan, bu bir senedeki değişim/gelişim (artık ne derseniz) hızı. Çünkü normal şartlarda bir insanın, bu kadar kısa sürede dayak yer gibi yoğun bir psikolojik debelenme yaşaması makul değildir. Makul olan, insanın gözünün geç açılmasıdır :) ca'nım insanoğlu milim milim aralar gözündeki perdeyi. Çünkü perde dediğin şey, öyle kolay taşınır cinsten değildir bir kere. Öyle bir ağırdır ki, zevkü sefa içindeyken kimsenin canı o perdeyi kaldırmayı çekmez, ya da ona bir şekilde sıra gelmez. Perde ancak fakru zaruret halinde göze batar ve o zor şartlarda perdenin taşınması artık kaçınılmaz olur. Bu sebepten, bir insanın böyle yoğun, hızlandırılmış bir psikolojik kursa katılması için mutlaka önemli bir sebebinin olması gerekir. Aşk gibi. Aşk gerçekten de müthiş bir dönüştürücüdür. Annelik (ve şüphesiz babalık) da öyle. İnsanın evladının olması, gerçekten de yerine başka bir şey konamayacak bir tecrübedir; bu sebepten yaşanmadan bilinmesi hiçbir şekilde mümkün değildir.
İşte 2013 yılı benim için böyle pek serüvenli, pek anlamlı bir yıldı. Kendimi tanımada önemli bir adımdı. Çok zorlandığım ve çok şükrettiğim bir yıldı. Dolu doluydu. Annelikte ilk yılım, gerçekten de eşsizdi; tadı damağımda kaldı.
Ben 2013'ün analizini yaptım bile, hem de yazıp çizerek. Bildiğiniz çalıştım yani bu sene üzerinde ;) şimdi mola bitti, yolculuk vakti...
Güle güle 2013... Hoşgeldin 2014 :)))