10 Eylül 2015 Perşembe

İki Gözüm Giden Gitti...

Hayat hep akar ya durmaz
Su gibidir ya zaman, tutulmaz
Öyle akıyor yine kendi hızında ama
Kalbinde bir taşla...
Akışı kesilmese de değişti
Bulandı suyunun berrak rengi
İki gözüm giden gitti...
Küçük boyunlara ağır gelen
Şehitlik madalyası imiş tesellisi
Nafile geri getirmeyecek hiçbiri 
Babanın evin içinde yankılanan sesini...
Her akşam babanın eve gelişi
Artık kağıttan silinen bir kurşun kalem izi
Belli belirsiz hayali
Hatıralar bir fotoğraf karesi gibi
Kalacak minik dimağlarda
Sadece bir resim ve hissi
Belki hiç bilmeyecek neden kırmızı karanfili sevmediğini 
Ya da her resmi törende, göndere bayrak çekildiğinde neden içinin sıkıldığını...
Düşündüğünde çok sonraları
Ölümü bilmese de yokluğu bilecek
Hayatı annesinin kaygılı yüzünden öğrenecek
Büyüyecek
Tanrı vergisi saf kalbi
Büyüdükçe isyana, öfkeye, kine meyledecek
Vatan uğruna değil de, belki de bir hiç uğruna kaybettiği düşüncesi 
Her gece içini kemirecek, uykusunu bölecek
O zaman için için hissettiği bu eksikliğin, ezikliğin, haksızlığın bedelini kim ödeyecek..?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder