- Akşam çocukla birlikte geçireceği 2,5 saati özel bir seansa dönüştürür (çocuk her gün görse de, o yüz eskimez ;))
- Çocuğun on yüz bin tane fotoğrafını çekip, o geçirilen anları bir de ölümsüzleştirir.
- Çocuğun kucağında uyuduğu vakitlerde, kulaklıkla müzik dinler; blog yazar; sosyal ağlarda takılır.
- Yolda yürürken müzik dinler; oturuyorsa kitap, dergi okur.
- Keza, çorba karıştırırken kitap okumak da, yine enfestir.
- Süt sağarken, bir yandan da atıştırır; internette surf yapar (bu tabir de neyse artık, beni hep güldürür); öyle ki bilgi avcılığında ustalaşır, kendi çapında ansiklopedik bir değer taşımaya başlar.
- Önceden "aman şurda 45 dk için gitmeye değmez" dediği yere, şimdi koşa koşa gider. Zira bilir ki artık, o 45 dk'da neler olur...
- Gani gani zamanının olduğu önceki hayatında not tutmazken, şimdi hayallerini bile not ettiği bir defteri vardır. Hatta bu defterini hep yanında taşır.
- Kendine kaçamak yarattığı kahve - çay molalarında kendini de bir güzel demler.
- İş yerinde 10 dakikanın bile kıymeti vardır; icabında 10 dakikada 3 tane mail cevaplanır.
Bu liste uzar gider... Çünkü Alice artık Harikalar Diyarı'nda değildir. Herşey ona kendi boyutlarında görünmeye başlamıştır. Önceden dev boyutta gördüğü olaylar, insanlar şimdi normal boyutlarına inmiş, keza önceden küçücük görünen kapılardan geçebildiğini gözleriyle görmüştür. Hayat aslında basit ve sandığından daha kolaydır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder