21 Kasım 2013 Perşembe

Sessizlik de Konuşur

Ne zamanki hareketsiz duruyorum ve dahi susuyorum, işte o zaman başlıyor içimdeki ses konuşmaya. Onun yaşadığı ülke burası. Sessizlik ülkesi. Başrol oyuncusu değil o, seyirci koltuğundaki yönetmen. Seyirci koltuğunda ne işi var yönetmenin, demeyin. Çünkü o sorulmadıkça karışmaz performansa, herkes gibi izler oyunu. Fakat bir farkla... Herkes rolü izlerken o rolün ardındaki oyuncuyu gözler. Sakin, emin bir sesi vardır. Etliye sütlüye karışmaz, dedikodu yapmaz. Bu yüzden hiçbir zaman yorumlarını uluortaya saçmaz. İkna etmeye çalışmaz. İstenmedikçe ise hiç dahil olmaz. Çabasız bir varoluştur onunkisi. Ancak kaçmaz. Bulunmak için Hindistan'da bir dağın ardına saklanmaz. Gerçi sever öyle yerleri ama yine de uzaklaşmaz. Yakındır evi. Kuş cıvıltısı ile çalar zili. Köşeyi dönünce, sol üst köşedeki çıkmaz sokağın sonuncusunda oturur köyün bilge kişisi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder