1 Şubat 2014 Cumartesi

Dünyanın En Normail İşiymiş Gibi

O gün, Ayşe Arman'ın bir yazısını okudum. Hafta sonundan beri Cats Müzikali'nin bir parçası olan yönetmen ve dansçılarla röportajlar yapıyordu. Röportajlar gerçekten heyecan verici sma beni bugün etkileyen röportajın sonunda yapılan küçük bir yorum oldu. Ayşe Arman diyordu ki, "bütün bu insanlar, dünyanın en mütevazi insanlarıydı. Sanki dünyanın en normal, en sıradan işini yapıyor gibiydiler. Pek alışık olmadığım için, şaşırdığımı itiraf etmeliyim."  Açıkça itiraf etmeliyim ki, ben de çok şaşırdım. 1981'den beri kapalı gişe oynayan, dans, müzik, oyunculuk hepsinin bir arada sergilendiği, aşırı çalışma gerektiren bir gösteri olduğu için, bazı dansçıların bırakıp gittikleri bir gösteriden bahsediyorum. Bu, özellikle Türkiye şartlarında hiç alışık olduğumuz bir durum değil gerçekten de.

Nedense bizde nerdeyse tüm işler, hava cıva ve ilişkilerle yürür. Sanki tüm üniversiterin ilk senesinde satış pazarlama dersi verilir ki böyle kalifiye satış uzmanları yetişir her meslekte. İyiysen havandan geçilmez; köyüysen küçümsenir veya acınırsın. Bir tür hazımsızlık var yani. Başarıyı da başarısızlığı da bir türlü hazmedememek var... 

Halbuki çocuklar bile yapmıyor böyle. Bsşarınca gülücükler saçıp seviniyor, başaramayınca kabul edip oturuyor ama küsmüyor, ama canla başla tekrar deniyorlar. Onların dünyası yalın; eğleniyor ve öğreniyorlar. Oyun oynarken nasıl göründükleri umurlarında falan değil. Zaten aslında tam da bu yüzden oyun oynayabilip bu oyuna kendini kaptırabiliyorlar ya. Yetişkinlerin artık unuttuğu bir meziyet bu. Üzücü.

Halbuki iş dünyası da bence yetişkinlerin oyun parkı. Hem eğlenip, hem öğrenip, hem de yeteneklerini geliştirebileceğin eşsiz bir mecra. Fakat kendini gerçekten işe veren, oyuncu insan bulmak da bir o kadar güç. Bu haliyle gereksiz asılmaların kasılmaların, kaprislerin olduğu duygusal bir çöplük adeta. Çok sıkıcı buluyorum bu afra tafraları çoookkkk...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder